Tiyatro sanatının, sadece güldüren, komedi ile özdeşleşmiş bir sanat olması algısının ötesinde trajedisiyle komedisiyle yaşamın her alanına ışık tutan bir sanat olduğu gerçeğinin izah edilmesi gerekir.
Çünkü tiyatro, üzerine çok fazla kafa yormamış -eğitim seviyesi ister yüksek ister düşük olsun- insanların nezdinde genel olarak komediyle anılmakta. Biz bu işin keyifli bir iş olduğunu, ancak keyfin sadece komediyle özdeş olmadığını, tiyatronun yaşama dair bir yansıma olduğunu öne çıkarıp yapmak istediklerimizin temelini bu ilkeyle var etmeliyiz. Logomuzdaki ayna metaforu işte tam bu noktada vurgulanmalıdır.Tiyatro bu bağlamda “keyiften öte”sini vadetmelidir. “Keyiften ötesi” kullanımında kasıt –sırasıyla-;
-duyarlılık
-algılama
-sorgulama
-önerme
-sonuçlara varma yolunda varolma
-anlama
gibi süreçler/unsurlar olarak belirir. “Bir duruma dair gülme” eyleminden çok ötesi olduğunu düşündüğümüz kavramlardır bunlar. Elbette bu kavramların “keyifle” paylaşılma/deneyimlenme alanıdır tiyatro.
Temel yaklaşımını ortaya koyduğumuz ilk prensibin devamında, tiyatronun yaşama dair her alana ait olduğu ya da yaşama dair her alanın tiyatronun konusu -ve odağı- olabileceği söylenebilir.
Tiyatro yaşam ilişkisi kurulduğuna göre, özellikle insanın gelişimine odaklı alanların tiyatro yaklaşımı ile ele alınabileceği sonucu önerilebilir. İşte tam bu noktada “Tiyatro ve…” yaklaşımımız belirmektedir ki bu yaklaşım (daha doğrusu iddia) “özgün”dür.
Bir çok insan, kurum ve kuruluş çeşitli alanlarda tiyatro sanatına dair bir kısım ögeleri veya tümüyle tiyatroyu kullanmaktadır (menfi manada değil). Ancak bizim yaklaşımımız olan “Tiyatro ve…”, temeli sağlam olan ve profesyonel alanımızın olmazsa olmaz şartı olarak belirmektedir.
“Tiyatro ve…” ilkesine sıkı bağlılık bizim kendimizi maddi getirileri olabilecek tiyatro ile ilintili başka alanları dışarıda bırakıp faaliyet alanımızı daralttığımız yorumuna sebep olabilir ancak bu noktadaki sıkı duruşumuz –sadece- bildiğimiz iş konusunda bu denli ciddi bir iddia ortaya koyma/yatırım yapma nedenselliğiyle açıklanabilir.
Kaldı ki daha önceki maddelerde bahsi geçen “tiyatronun yaşamın her alanına dair olduğu” önermesi bizim alanımızı daraltmadığımızın bilakis bildiğimiz dil (tiyatro) ile bütün alanları konuşabileceğimiz (kucaklayacağımız) şeklinde değerlendirilebilir.
Bu bağlamda muhatap olunacak kurumlara bu konularda olabilecek en özgün yaklaşımla ulaştığımız ifade edilmelidir. İZTİYAT’ın bu yaklaşımı farklılığıdır/profesyonelliğidir. Bu farklılık değerlidir. Buna inanıyoruz.
Muhataplara karşı uygulamaya dair de taahhüt verilmesi ve anlaşılmamız önemlidir.
Bilindiği üzere;
-bireysel ve kurumsal olmak üzere temelde iki tip atölye çalışması (İZTİYAT Bireysel- İZTİYAT Kurumsal)
-ustavefa ve sosyalvefa adıyla ortaya koyduğumuz iki tip özgün proje çalışması (İZTİYAT ustavefa – İZTİYAT sosyalvefa)
-profesyonel/ kurumsal/ paylaşımcı tiyatro olarak adlandırdığımız bir prodüksiyon tiyatrosu (İZTİYAT Prodüksiyon Tiyatrosu)
adlarını verdiğimiz toplamda beş farklı faaliyet alanı söz konusu olacaktır.
Faaliyet alanlarımızın hepsi deneyimli ekibimizin üretim süreçlerinin sonucunda belirmektedir. Her bir çalışma konusuna dair çalışmalar akademik düzlemde (referans odaklı) yapılmaktadır. Dışarıdan katkıda bulunacak profesyoneller de kurumsal beklentilerimize uygun programlar sunarlar.
Karşılıklı paylaşım süreci muhatapa özel –butik- bir ön çalışma sürecinin ardından başlar. Bu bağlamda zamanı doldurmak kaygısı yoktur. Zaman ön çalışma ile profesyonelce planlanmıştır.